Dr. Serhat SALİMOĞLU TUS Yazıları
Ders Çalışırken Nasıl Konsantre Olabiliriz?
TUS çalışırken en önemli sorunlardan biri de ders çalışırken konsantre olmakta güçlük çekmek hatta bazen hiç konsantre olamamaktır.
Konsantre olmanın anahtarı şimdide olmaktır. Şimdide değilseniz, konsantre değilsinizdir ve zihniniz ya geçmiştedir ya da gelecektedir. Zihniniz geçmişte ya da gelecekte at koşturuyorsa onu, "Şimdi Pediatri çalışıyorum, şimdi dinleniyorum, şimdi uyuyorum, şimdi ara veriyorum, şimdi Biyokimya dersini dinliyorum" düşüncesiyle bilinçli bir şekilde şimdiye getirebilirsiniz.
Bu nedenle, saçınızı tararken saçınızı düşünün, Pediatri çalışırken Pediatri dersini düşünün…
"Anı yaşamak" olarak da bilinen bu teknik hayatınızın her alanında kullanabileceğiniz bir yöntemdir.
Beyin bazen, vahşi bir at gibidir. Vahşi atlar, gideceği yolu bilir, ancak yolun kenarında biraz yiyecek görür, yoldan çıkar ve o yiyecekle meşgul olur. O sırada onu tekrar yola getirmek gerekir. Tekrar yola girer ve daha sonra yolun kenarında su görür ve suyla meşgul olur. Onu tekrar ana yola getirmek gerekir. Yani, kontrolü elinizde bulundurmanız gerekir.
Ders çalışırken konsantrasyon bozukluğuna neden olan etkenlerden biri de zihninize güncel basit konuların gelmesidir. Böyle bir durumda, çalışma masanızda mutlaka küçük bir not defteri bulundurun ve aklınıza gelen yapmanız gereken işleri bu not defterine kaydedin ve "Evet ben bunlarla ilgileneceğim ama arada" diyerek yapacağınız işi dinlenme arasına erteleyin.
Eğer zihninize hep aynı konu geliyorsa, önemli bir sorun yaşıyorsunuz demektir yani, geçmişte yaşadığınız önemli bir olumsuz olayın etkisinde kalmış, o olaydan "çıkış" yapamamışsınız demektir. Bu, bir negatif döngünün işaretidir ve mutlaka bu olaydan çıkış yapmanız gerekir.
Yükselmeye çalışan bir kartal düşünün…Bu kartalın kanatlarında bir ağırlık varsa ne kadar yükselebilir? Kartalın ağırlıklardan kurtulması lazım…
Konsantrasyonu sağlamanın üç yolu vardır: Görsel, işitsel ve dokunsal.
Önemli bilgilerin altını çizmek görsel dikkatimizi, not almak dokunsal dikkatimizi, içimizden veya dışımızdan tekrar etmek işitsel dikkatimizi kullanmamızı sağlar. Yani bilgiyi zihnimize üç defa kaydetmek demektir.
Konsantrasyonunuzu geliştirmek ve hafızanızı güçlendirmek istiyorsanız, aynı anda birçok işle uğraşmaktan kaçının. Dikkatinizi bir türlü konuya veremediğinizde, nedenini araştırın. Eğer sebebini bulursanız, çözümü de bulabilirsiniz.
Konsantrasyonunuzu artırmak istiyorsanız, motivasyonunuzu artırmanız lazım. Çalıştığınız dersin veya konunun ilginizi çeken bir yanını bulmak motivasyonunuza katkı sağlayabilir.
Çalışırken mümkün olduğu kadar dikkat dağıtıcılardan kurtulmak gerekir. Çalışırken masanızda duran ders dışı bir evrak, o evrakla ilgili bir şeyin çağrışmasına ve dikkatinizin dağılmasına sebep olabilir. Dış uyarıcıları ne kadar elerseniz, o kadar kolay konsantre olursunuz.
Ne yaptığınızı, ne amaçla yaptığınızı ve nasıl yapacağınızı bilin. Yani ihtiyacınızı, hedefinizi ve niyetinizi belirleyin. Çalışmalarınıza bu doğrultuda yön verin.
Çalıştığınız kitabı veya fasikülü bölümlere, daha küçük parçalara böldüğünüzde konsantre olmak çok daha kolaydır. Çalıştığınız dersin veya konunun başını ve sonunu belirleyin, şu gün başlayacağım ve en geç şu gün bitireceğim şeklinde…Bitiş zamanına dek mutlaka bitirin, aciliyet hissi dikkati artırır.
Ders çalışmayı ertelemeyin, çünkü ertelenen işler stres oluşturur, zihninizi boş yere meşgul eder. Bu yüzden ertelemeyin ve şimdi, hemen yapın.
Olumlu düşünün… Konsantrasyon sorunum var, konsantre olamıyorum dedikçe zihninizin bu mazeretin arkasına saklanmasına neden olursunuz. Tam tersine kendinize, çok iyi konsantre olabilirim deyin ve buna inanın.
Yüksek konsantrasyonla çalıştığınız dersin verimi de yüksek olacak ve sizi başarıya ulaştıracaktır…
uz.Dr. Serhat SALİMOĞLU
TUS İçin Nasıl Ders Çalışalım?
Yazıma Roosevelt’in bir sözüyle başlamak istiyorum: ‘Nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceğinizi yapın.’ TUS çalışmak en başta söylemek gerekirse uzun soluklu ve engebeli bir süreçtir, sonucunda elde edilen başarı da aslında bir varış noktası değil bir yolculuktur.
Öğrenmede etkili olan unsurlar bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Anlama düzeyi, okuma hızı, not tutma alışkanlığı, hafıza gücü, konsantrasyon, öğrenme isteği, sabır, mücadele ruhu gibi unsurlar karşılıklı etkileşim halindedir ve bireysel farklılıklar gösterir. Bunlar günlük ders çalışma süresini ve dolaylı olarak yapılan tekrar sayısını da etkiler, yani kaç saat ders çalışmalıyım? ya da kaç tekrar atmalıyım? gibi soruların cevabı kişiden kişiye değişir. Şu da bir gerçektir ki düzensiz ve isteksiz 5-6 saat çalışmaktansa, kısa da olsa düzenli ve sistemli çalışmak çok daha verimlidir.
Canınızın ders çalışma isteğinin gelmesini beklemeyin, kendinizi ileride düşündüğünüz uzmanlık dalında hayal ederek masanın başına oturun. Ders çalışmaya başladıktan sonra isteğinizin geleceğini göreceksiniz. Ders notlarına çalışırken en kritik noktalardan birisi hangi bilgilerin nerede olduğunu bilmektir. Her ders notu için kendinize göre bir indeks hazırlamanız özellikle tekrarlarınızı yaparken size zaman kazandıracaktır. Anlatılan derslere bir bütün olarak baktığımızda bazı bilgilerin ortak vurgulandığını farkedebiliriz. Örneğin pediatride anlatılan metabolik hastalıklarla ilgili eksik enzimlerin ne işe yaradıkları biyokimyada detaylı ele alınmaktadır. Dolayısıyla bu ortak bilgileri her iki ders notundan birlikte yani ‘entegre olarak’ çalışmak kalıcılığı arttıracaktır.
Yaptığınız planlar her zaman istediğiniz gibi gitmeyebilir. Tekrar edemediğiniz veya bazen de anlaşılması zor konuları gördükçe ümitsizliğe kapılıp, inancınızı yitirmeyin. Bu anlamda motivasyonunuzu kaybetmemek için zaman planlamasında mümkün olduğunca disiplinli davranın. Örneğin günlük 5 saat ders çalışırken bir gün herhangi bir sebeple 2 saat ders çalışamadınız. Ertesi gün o 2 saati telafi edip 7 saat ders çalışabiliyor iseniz zaman disiplininizi sağlamışsınız demektir.
Alışkanlıklar kolay kolay oluşmaz, olumsuz ders çalışma alışkanlıkları da böyledir. Dolayısıyla bu olumsuzlukların hepsinden hemen kurtulamazsınız. Önce bunların neler olduğunu tespit edip aşamalı olarak her hafta birinin üzerine gidebilirsiniz.
Ders notunda önemli yerleri işaretlerken renkli kalem kullanmak beynin sağ lobunu çalıştırır ve böylece bilgiler akılda daha kolay kalır.
Ders çalışırken görme alanınızı daraltın. Örneğin çalışma odanızda duvara dönük olarak çalışırsanız görme alanınızı çalışacağınız derse daha kolay odaklar ve daha iyi bir verim alırsınız.
Öğrenme üzerinde en az bozucu etki yapan uykudur. Dolayısıyla uyumadan önce yapılacak küçük tekrarların (örneğin konu sonlarındaki spot bilgiler veya ezberlemekte zorlanıp küçük kağıtlara aldığınız notların tekrarı) öğrenmeye etkisi büyüktür.
Çalışma heyecanı ve verimini artıran yaklaşımlardan biri de kaydettiğiniz ilerlemeyi görmektir. Deneme sınavları çalışmalarınızı gerçekçi anlamda değerlendirebileceğiniz TUS öncesi önemli bir fırsattır. Yapamadığınız ya da yanlış yaptığınız sorular size bir şey kaybettirmez aksine konulardaki eksiklerinizin nerelerde olduğunu gösterir ve böylece çalışmalarınıza yön vermenizi sağlar. Önceliklerinizi belli periyodlarda tekrar değerlendirme şansı bulursunuz. Doğru yaptığınız sorularla kendinize olan güveniniz pekişir. Deneme sınavlarına da aynı önemi vermeli ve kendinize gerçek bir sınav ortamı yaşatmalısınız.
Bir konuya çalıştıktan sonra geçmiş yılların TUS sorularını çözmek, soruların ağırlıklı olarak geldiği yerler hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır. Böylelikle daha sonraki tekrarlarınızı da çıkmış ve çıkabilecek noktalar üzerinden yapmış olacaksınız.
Uzun vaka sorularında bütünü anlayana kadar sorunun ana fikrini kaçırabilirsiniz. Sorudaki verilerden ipucu teşkil edebilecek noktaların altını çizerek, bu verileri birleştirmek hem hızınızı hem de doğru yapma şansınızı arttıracaktır.
Son olarak Hz.Mevlana’nın şu güzel sözünü hatırlatmak isterim: ‘İnsan, ancak çalıştığını kazanır.’
Uz. Dr. Serhat SALİMOĞLU
Yorumlar
Yorum Gönder